12) ZÂTIN SIFATLARI BABI

l-(287) ...Ebu Basir şöyle rivayet etmiştir:

Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum:

«Allah Azze ve Celle Rabbimizdir ve bilinenler olmadan ilim; O'nun zatıydı. İşitilenler olmadan işitme; O'nun zatıydı. Görülenler olmadan görme; O'nun zatıydı. Güç yetirilenler olmadan kudret; O'nun zatıydı. Eşya var olunca, bilinenler meydana gelince, Allah'ın bilgisi[23] bilinenlere taalluk etti, işitmesi işitilenlere, görmesi görülenlere ve kudreti güç yetirilenlere taalluk etti.»

Dedim ki: O halde Allah, her zaman hareket halindedir.

Buyurdu ki: «Allah Azze ve Celle bundan münezzehtir. Hareket fiille meyda­na gelen bir sıfattır.»

Dedim ki: O halde Allah her zaman "mütekellim / konuşandır."

Buyurdu ki: «Kelâm sonradan olma bir sıfattır, ezelî değildir. Allah vardı ve mütekellim değildi.»[24]

2-(288) ...Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:

Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Allah Azze ve Celle vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. O, olacakları biliyordu. Var­lıkların olmasından önce onları bilmesi, olmalarından sonra onları bilmesi gibidir.»

3-(289) ...el-Kahilî şöyle rivayet etmiştir:

Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselâm)’a "İlminin sonuna kadar Allah'a hamd olsun." duasının doğru olup olmadığını sormak üzere bir mektup yazdım.

Bana şu cevabı yazdı: «Sakın Allah'ın ilminin sonu deme; çünkü O'nun ilmi­nin sonu yoktur. Ama rızasının sonu de.»[25]

4-(290) ...Eyyûb b. Nuh, Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselâm)’a, "Allah Az­ze ve Celle, eşyayı yaratmadan ve meydana getirmeden önce biliyor muydu yoksa yaratmadan, onları yaratmayı ve meydana getirmeyi irade etmeden önce bilmiyordu da yarattığını yarattığı zaman ve meydana getirdiğini de meydana getirdiği zaman mı bildi?" sorusunu içeren bir mektup yazdığını ve İmam'ın da ona şu cevabı yazdı­ğım rivayet etmiştir:

«Allah, eşyayı yaratmadan önce tıpkı eşyayı yarattıktan sonra bilmesi gibi her zaman biliyordu.»

1.

5-(291) ...Cafer b. Muhammed b. Hamza şöyle rivayet etmiştir: Adama (İmam aleyhisselâm) şu soruyu içeren bir mektup yazdım: «Senin dostların, Allah'ın ilim sıfatı hakkında farklı görüşleri savunuyorlar. Bazıları diyorlar ki: "Allah eşyayı yaratmadan önce de bilir." Bazıları ise şöyle di­yorlar: "Allah her zaman bilir, demeyiz; çünkü biliyorun anlamı yapıyordur. Dolayı­sıyla bu anlam da ilim sıfatını ispat ettiğimiz zaman Allah ile birlikte başka bir ezelî varlığı ispat etmiş oluruz." Eğer uygun görürsen -Allah, beni sana feda etsin- bu hususta üzerinde duracağım ve ötesine geçmeyeceğim gerçekleri bana öğret. Kendi el yazısıyla bana şu cevabı yazdı: «Şanı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir.»

6-(292) ...Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:

Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'a dedim ki: "Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; yüce Allah varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu bili­yor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar.

Bazısı diyor ki: "Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu." Bazısı ise şu görüşü savunuyor: "Biliyorun anlamı yapıyordur. Allah, varlıkları ya­ratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor." Ayrıca diyor­lar ki: "Eğer Allah'ın her zaman kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek Onunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz."

Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret.

Bana şu cevabı yazdı: «Şanı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir.»