Tatlı dilli Fars şairi şöyle diyor

Güzelliğin tatlılığınla birlikte dünyayı sardı,

Evet birlik olunca dünya alınır.

Düşmanların gücünden korkmayınız, sadece maddi teçhizatla değil, onlar tank top ve diğer maddi silahlarla donanmışsa da, siz maddi ve manevi teçhizatlarla donanmaya çalışın. Kur’ân Enfal suresi 60. ayette şöyle buyuruyor:

“Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz...”

Toplumda manevi açıdan da hazırlıklı olmalısınız. İttihat ve vahdet içinde olmalısınız. Kalplerinizi temizlemeli, kötümserlik ve ihtilaftan uzaklaşmalı, Müslümanları Sünni, Şii, Sufi ve benzeri isimlerle birbirinden ayırmamalısınız.

Ama eğer ihtilafa düşer, birbirinize karşı savaşmaya kalkarsanız, kesinlikle yüzsuyunuzun döküleceğini, izzetimizin yok olacağını bilmelisiniz. Zira ihtilaflar ve çekişmeler insanların yüz suyunu döker, izzetini yok eder. Nitekim Enfal suresi 46. ayette ise şöyle buyuruyor:

“...Birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider...”

Hakeza En’am suresi 153. ayette ise şöyle buyurmaktadır:

“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun, (başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır...”

Hakeza Âl-i İmran suresi 103. ayette şöyle buyurmaktadır:

“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın, parçalanmayın...”

Kaybetmiş azametinizi elde etmek ve ilk saadetinize ermek istiyorsanız, (sekiz yüz yıl dünyada ilim, medeniyet, siyaset ve efendilik makamına sahiptiniz) tevhitle ve vahdetle donanmanız gerekir.

Allah-u Teala Âl-i İmran suresi 139. ayette ise şöyle buyuruyor:

“Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanıyor-sanız, üstün gelecek olan sizsiniz.”

Birlik beraberlik için, aranızdaki su-i zanları yok etmelisiniz. Birbirinize kötümser olmamalısınız. Birbirinizin gıybetini etmemelisi-niz. Su-i zanda bulunmak ve gıybet etmek nifak ve ihtilafların asıl nedenidir.

Kur’ân, gıybeti büyük günahlardan saymakta ve açıkça gıybet ve su-i zannı yasaklayarak Hucurat suresi 12. ayette şöyle buyurmaktadır:

“Ey İman edenler! Zannın çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinin arkasından çekiştirmesin...”