Andolsun Allah'a ki Muâviye, benden daha akıllı, benden daha dâhî değildir; fakat o gadretmede, kötü işler işlemededir. Gadrin kötülüğü olmasaydı ben de halkın en dâhisî olurdum. Fakat her
gadirde bir zulüm vardır, her zulümde bir küfür mevcuttur. Gadredenin bir bayrağı olur ki kıyâmet gününde onunla tanınır, bilinir.[55]
Andolsun Allah'a ki ben gadirden gaflette değilim. Onların zulmünü onlardan yeğ bilirim; fakat göz yumarım, kimse beni, çetin işlerde bile kötülüğe götüremez; direnir,
dayanırım.
171;(Sıffin'e giderlerken)
Ey yüceltilmiş göğün, yayılmış, dürülmüş yeryüzünün Rabbi olan Allah'ım, yeri, geceyle gündüzün gelip konduğu, göğü, güneşle ayın akıp gittiği, dönüp giden yıldızların gelip geçtiği yer
yaptın, boyuna sana, kulluk eden meleklerini konakladın. Ey yeryüzünün Rabbi, yeri, uçan, otlayan, görünen, görünmeyen nice canlıların konağı, karar yeri kıldın; ey yeryüzünü destekleyen, halka
dayanak olan dağları yaratan Rabbim bizi düşmana üst edersen cevretmekten, cefâda bulunmaktan koru, hak üzere dayandır bizi. Onları bize üst edersen şehâdet nasip et bize, fitneden sakla, bekle
bizi.
Çetin işler gelip çatınca eşini dostunu koruyanlar, koruyuculardan sayılanlar nerede? Karşı durmamak bir ayıptı, ardınıza attınız; şehâdet ve cennetse önünüzde, ona
yönel-diniz.
206:(Savaşırlarken ashabından bâzılarının Şamlılara sövdüklerini duyunca buyurdular ki:)
Sizin sövücü kişiler olmanızdan hoşlanmam, bu iş kötü gelir bana. Onların yaptıklarını söylediniz, hallerini andınız mı en doğru olarak söyleyeceğiniz, özür bakımından da geçerli olarak
diyeceğiniz söz şu olmalı; onları söveceğiniz yerde deyin ki:
Allah'ım, onların da canlarını koru, bizim de canlarımızı koru. Onlarla aramızı uzlaştır; onları sapıklıklarından kurtar, hidâyete ulaştır; böylece de bilmeyen, hakkı tanısın, sapıklıkta
direnen, ondan vazgeçsin, ayrılsın.
55:(Sıffin'de henüz ashabına savaşa izin vermedikleri sırada buyurdular ki:)
Ama bütün bunlar, ölümden kaçınmak yüzünden mi diyorsunuz? Andolsun Allah'a, ölüme gitmeme, yahut ölümün bana gelip çatmasına aldırış bile etmem ben. Ama Şamlılar hakkında bir şüphe mi var
diyorsunuz; gene andolsun Allah'a ki savaşı birgün bile geciktirmem, ancak onların bir bölüğünün bana katılarak doğru yolu bulması, benim ışığımla gözlerinin ışıyıp gerçeği görmeleri içindir. Bu
onları sapık bir haldelerken öldürmemden daha yeğdir bence, daha da sevimlidir hattâ; isterlerse tekrar suçlarına dönsünler.