235:(Hazreti Rasûlullah sallâllahu Aleyhi ve âlihî vesel-lem'i, gasil ve teçhiz sırasında buyurdular ki:)

Babam anam fedâ olsun sana; senden başkasının vefâtıyla kesilmeyecek olan şey, peygamberlik, din haberleri, gökten gelen hükümler, senin vefâtınla kesildi-gitti. Başkasından ayrılsak tesellî bulurduk; senden ayrılışaysa tesellî yok, bu da umumî bir şey. Sabrı emretmeseydin, feryattan men etmeseydin, göz yaşlarım tükeninceye dek ağlardım sana; feryadım kesilmezdi; elemin bitmezdi; gene de bu senin için az görünürdü. Fakat neyleyeyim ki ölüme karşı durmaya kimsenin gücü yok; bunu düşünüp susuyorum. Babam, anam fedâ olsun sana, Rabbinin katında bizi an; şefaat kanadını üzerimize ger.
* * *
5:(Rasûlullah salâllahu aleyhi ve âlihî vesellem'in, vefâtından sonra Abbas ve Ebû-Süfyan, hilâfet için kendisine biat etmek istedikleri zaman buyurdular ki:)
Ey insanlar, fitneler dalgalarını kurtuluş gemileriyle aşın; birbirinizden nefret etme yolunu yarın, geçin; övünmek tacını başlarınızdan atın. Kurtulur ancak kanatlanarak uçan; yahut teslim olup esenliğe kavuşan.
Bir sudur ki kokmuş; bir lokmadır ki yiyenin boğazında kalmış, kursağına oturmuş. Vakitsiz, olmamış meyveyi da devşirmeye kalkışan, bitmeyecek yere tohum ekene benzer. Bir şey söylesem derler ki: Baş olmaya hırsı var, sussam derler ki: Ölümden korkar. Şu büyük, küçük savaştan sonra buna imkân mı var? Andolsun Allah'a, Ebu Tâlib oğlu, çocuğun anasının memesine düşkün olmasından, daha da düşkündür ölüme. Bir de şu var: Öyle gizlenmiş bir bilgiye sâhibim ki açsaydım size, derin mi derin kuyulara sallanmış ipler gibi sallanırdınız, titrerdiniz.[1]
67:(Hazreti Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve âlihi vesellem'in vefatlarından sonra Sakıyfe'de olup bitenleri duyunca Ansar ne dedi diye sordular; bizden bir emir olsun, sizden de bir emir olsun dediler cevabını alınca buyurdular ki:)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellemin, iyilerine iyilikte bulunmayı, kötülükte bulunanlarını bağışlamayı vasiyet buyurduğunu söylemediler mi? (Bu vasiyette ne gibi bir delil var diye sorulunca da.) Emir olmak hakkı onlarda olsaydı onları tavsiye buyurmazdı (dediler, sonra) Kureyş ne dedi (diye sordular, Rasûl sallallahu aleyhi ve âlihi vesellemin Kureyş'ten olduğunu, Kureyş şeceresine mensup bulunduğunu söyleyerek delil getirdiler denince buyurdular ki) Şecereye delil getirdiler; meyveyi yitirdiler.[2]