(Amr b. Âs'a mektupları:)

Sen, sapıklığı ortada olan, perde açılmış, ayıbı görünmüş bulunan birisine uydun; dînini, ona uyup dünyâsını elde etmesi için sattın. O, kendisiyle düşüp kalkanı ayıplara atar; yüceyse aşağılatır; akıllıysa, hilmi varsa şaşkına döndürür; işe yaramaz bir hâle getirir. Köpeğin avladığı avın artığını yemek için arslanın pençesine sığındığı gibi sen de onun izine uydun, artığını umdun, Dünyân da elinden çıktı gitti, âhiretin de. Gerçeğe sarılsaydın dilediğini elde ederdin.
Allah sana ve Ebu Süfyânoğlu'na karşı, bana bir nüsrat vermeyi mümkün kılarsa yaptığınızın cezâsını veririm; buna imkân olmaz da siz kalırsanız, önünüzdeki cezâ, daha da kötüdür, daha da çetindir size vesselâm.[18]