Dünyada bu geniş evi ne yapacaksın? Âhirette buna, dünyadakinden daha muhtaç değil misin?

209: Basra'ya gittikleri zaman, ashabından olup hasta olduğunu duyan Alâ'b. Ziyad'il-Hârisî'yi dolaşmaya gitmiş, evinin büyüklüğünü, genişliğini görünce buyur-muştu ki:
Evet, eğer âhirette de böyle bir eve sâhip olmak istiyorsan dünyâdaki bu evde konukları konuklamalı, doyurma-lısın; akrabanı çağırmalı, onlarla buluşmalısın; bu evde, sana vâcip olan hakları ayırıp ehil olanlara vermelisin; böyle yaparsan, âhirette de buna nâil olursun.
(Alâ', Yâ Emir'el-Mü'minîn, kardeşim Âsım bin Ziyad'ı şikâyet ediyorum dedi. Hazret, ne yapıyor ki diye sorunca, bir abaya büründü, dünyâyı terk etti dedi. Hazret, onu çağır bana buyurdular. Âsım gelince de buyurdular ki):
A nefsine düşman olan adamcağız, o pis Şeytan, seni aldatmak istiyor; ehline, evlâdına merhametin yok mu? Allah'ın sana temiz şeyleri helâl ettiğini görmez misin? Onlardan faydalanmanı istemez misin ki? Sen Allah katında bunlardan daha mı hor hakirsin?.[31]
(Âsım, Yâ Emir'el-Mü'minîn dedi; senin giyimin ka-ba yeyimin alalâde. Hazret buyurdular ki):
Vay sana; ben sana benzemem: Allah adalet imamlarına, yoksulun yoksulluğu ona ağır gelmesin diye insanların en eli dar olanlarıyla denk yaşamalarını emretti.[32]