ÖMER, İRAN SEFERİNE BİZZAT GİTMEK İSTEDİĞİ ZAMAN, ONA BUYURDULAR Kİ

Bil ki bu işin üstünlüğü, ne çoklukladır, ne azlıkla. Bu, Allah'ın izhâr ettiği Allah dinidir; ordu da O'nun hazırladığı, O'nun yardım ettiği, O'nun ordusu. Böylece varacağı yere varmıştır; doğacağı gibi doğmuştur.
Biz Allah'ın vaadine güvenmekteyiz; Allah da vaadini yerine getirir; ordusuna yardımcıdır.
Buyruk sâhibi, boncuk dizilen ipe benzer; boncuklar o ipliğe dizilir; onları, o iplik bir araya getirir. İplik koparsa düzen bozulur, boncuklar dağılır-gider; tam olarak aslâ dizilemezler.
Arap bugün azlıksa da İslâm kuvvetiyle çokluktur, birbirini destekleyişte, birlikte üstündür. Sen değirmen taşının mili ol, savaş değirmenini Arap'la döndür; onları savaş ateşine sok, sen savaşa girme. Çünkü sen, buradan çıkarsan civardaki Araplar itâatten baş çekerler; ardına attığın şey, yöneldiğin şeyden daha önemli olur.
Arap olmayanlar sana bakınca, bu derler, Arab'ın kökü; onu kestiniz söktünüz mü, esenliğe kavuşursunuz. Bu düşünce de sana daha fazla saldırmalarına, seni ortadan kaldırmaya çalışmalarına sebep olur. Onların önce gelmelerini istemiyorsun ya, noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah senden ziyade istemez bunu; senin istemediğini defetmeye de gücü yeter O'nun. Sayılarının fazla olduğunu söylemene gelince: Biz bundan önce, sayımızın çokluğuyla değil, Allah'ın nusratına, yardımına güvenerek savaşırdık.[14]
* * *
134:(Ömer Kayser'in bizzat savaşa geleceğini duyunca, kendisi de harbe katılmayı kurmuş, Emir'ül-Mümi-nin'le (a.s), bu hususta meşverette bulunmuştu. Hazret buyurdular ki:)
Allah bu dîne mensup olanların ülkesini korumayı, Müslümanların ayıplarını örtmeyi vaad etmiştir. Müslümanlar azken, karşı koyacak güçleri yokken, kendilerini savunamazlarken Allah yardım etmiştir onlara; Allah dâimî diridir, ölümden münezzehtir.
Sen düşmana bizzat karşı durur, savaşa katılırsın, altol-duğun takdirde Müslümanlara, o uzak şehirlerde, o uzak sınırlarda sığınacak bir yer kalmaz; senden sonra sığınacakları birisini bulamazlar. Savaş görmüş, tecrübeli, yiğit birini kumandan tayin et, gönder. O'nun maiyetine de belâlara sabreden, savaşın çetinliklerine dayanan, öğüt tutan erler ver. Allah üstederse, dileğin meydana gelir; ama aksi bir şey olursa o vakit sen, Müslümanların sığınağı, güvenci olursun.