1-(44) ...İbrahim b. Abdulhamid, Ebu'l-Hasan Musa (Musa b. Cafer aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet eder:
«Resûlullah bir gün mescide girdiğinde, insanların bir adamın etrafında kümelendiklerini gördü. «Nedir bu?» diye sorduğunda:
-"O bir allâmedir." dediler. Buyurdu ki: «Nedir âllame?»
Dediler ki: Arapların soylarını, Arap tarihinde yaşanan olayları, cahiliye döneminin önemli gelişmelerini ve Arap şiirini en iyi bilen adamdır.
Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurdu: «Böyle bir ilmi bilmemek insana zarar vermediği gibi bilmek de fayda vermez.»
Ardından şöyle buyurdu: «Asıl ilim üç kısma ayrılır: Kur'ân'dan muhkem bir ayet. Yerine getirilen bir farz... Pratikte yaşanan bir sünnet... Gerisi fazlalıktır...»[2]
2-(45) ...Ebu'l-Behterî, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet eder: «Alimler peygamberlerin vârisleridir; çünkü peygamberler mîras olarak dirhem ve dinar bırakmazlar.
Bilâkis, hadislerinden bir hadis miras bırakırlar.[3] Kim bundan bir şey alırsa büyük bir kazanç elde etmiş olur.
O halde sahip olduğunuz ilmi kimden aldığınıza bakın. Çünkü biz Ehl-i Beyt'ten her halefin döneminde âdil birileri çıkar, aşırıların tahriflerini, bâtıl ehlinin işlerine gelen kısmını alıp
geri kalanını değiştirme amaçlı girişimlerini ve cahillerin yorumlarını dinden ayıklarlar.»
3-(46) ...Hammad b. Osman, Ebu Abdullah (aleyhisselâm.)’dan şöyle rivayet eder:
«Allah, bir kuluna hayır dilediği zaman onu dinde derin kavrayış sahibi kılar.»
4-(47) ...Rebî b. Abdullah, bir adamdan, o da Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini rivayet eder:
«En büyük olgunluk ve kemâl derecesi; dinde derin kavrayış sahibi bir âlim olmak, felaketler karşısında sabretmek ve israftan uzak dengeli bir geçim düzenine sahip olmaktır.»
5-(48) ..İsmail b. Cabir, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet eder:
«Âlimler güvenilirdirler. Muttakiler kaleler ve vasiler önderdirler.»
Diğer bir rivayette ise: «Âlimler meşalelerdir. Muttakiler kaleler ve vasiler önderdirler.»
6-(49) ...Beşir ed-Dehan, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini rivayet eder:
«Ey Beşir! Bizim arkadaşlardan dinde derin kavrayış sahibi olmayan kimselerde hayır yoktur. Bizden bir kimse dinde derin kavrayışa sahip olmayınca onlara (Ehl-i Beyt karşıtlarına) muhtaç
olur. Onlara muhtaç olunca da; o, farkına varmadan kendi sapıklık kapılarından içeri sokarlar onu.»
7-(50) ...es-Sekunî, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan o da atalarından rivayet eder ki:
«Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurdu:
«Sadece şu iki adamın yaşamasında hayır vardır:
İtaat edilen âlim ve duyduğunu anlayan, kavrayan dinleyici.»
8-(51) ...Ebu Hamza, Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet eder:
«İlminden yararlanılan bir âlim, yetmiş bin âbidden daha üstündür.»
9-(52) ...Muaviye b. Ammar şöyle rivayet eder:
İmam Ebu Abdullah (aleyhisselâm)'a dedim ki: "Bir adam var, sizin hadislerinizi rivayet ediyor, insanlar arasında yayılmasını sağlıyor, onların sizin taraftarlarınızın ve diğer insanların
kalplerindeki yerlerini pekiştirmeye çalışıyor.
Bir adam da var ki, sizin Şia’nızdır ve sadece ibadetle meşguldür; ancak sizin hadislerinizi rivayet etmemektedir." Bunlardan hangisi daha üstündür?
Buyurdu ki: «Bizim hadislerimizi rivayet eden, onların, Şiâmızın kalplerinde pekişmesi için çabalayan kimse, bin âbidden daha üstündür.»