Sahabenin Ahdi Bozması

Velhasıl “mevla”, hakiki manasıyla velayet-i mutlaka da olsa veya sizin inancınıza göre dost ve yardımcı da olsa, gerçek şu ki, ashab o gün Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in emri üzere Ali’ye biat etmiştir. Bunda Şii ve Sünni alimleri ittifak etmişlerdir.

O halde ashap neden ahd ve biatlerini bozdular? Allah aşkına insaflı olunuz, sizin dediğiniz doğru bile olsa, acaba dostluk ve yardımcı olmanın manası; evini ateşe vermek, eşini ve Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in evlatları olan çocuklarını eziyet etmek, onları zorla camiye götürmek, kılıçla tehdit etmek, Allah-u Teala ve Peygamber’in sevgili kulu Fatıma’yı öylesine derinden incitmek ve çocuğunu düşürmek manasına mı gelmektedir?!

Bütün o büyük merasimden ve Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in onca tavsiyelerinden sonra Hazretin vefatının hemen akabinde yapılan bu hareketler, Allah’a ve Peygamber’e verdikleri sözü çiğnemek manasını ifade etmez mi?

Acaba sözünde durmayanlar veya sizin inancınıza göre dostluk ahitlerini riayet etmeyenler, R’ad suresinin 25. ayetini okumamışlar mıydı?[11]

Eğer cahilce sevgi ve nefreti bir kenara bırakacak olursak, hak ve gerçeğin tümüyle ortada olduğunu görürüz.

Eğer işlerin perdesi kenara çekilirse,

Hepimizin ne işte olduğu ortaya çıkar.