Benim vasilerim on iki kişidir

O; “Doğrudur, ben de Tevrat’ta bunu gördüm. Lütfen adlarını bana söyler misiniz?”

Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:

“Onların ilki vasilerin efendisi, İmamların babası Ali’dir. Sonra da iki oğlu Hasan ve Hüseyin’dir. Sen bu üçünü göreceksin, ömrün sona erince Zeyn’ul- Abidin doğacak. Senin dünyadan aldığın son azık süt şerbeti olacak. O halde onlara sarıl, cahillerin cehaletine kanma.”

Cündep şöyle dedi: “Ben de Tevrat’ta ve nebilerin kitabında Ali, Hasan ve Hüseyin’in adını İlya, Şeber ve Şübeyr olarak gördüm. Lütfen Hüseyin’den sonraki İmamları bana tanıt.”

Peygamber (s.a.a) de şöyle buyurdu:

“Hüseyin’in müddeti bitince Zeyn’ul- Abidin lakaplı oğlu Ali yerini alır. Ondan sonra Bakır lakaplı Muhammed adında oğlu gelir. Ondan sonra Sadık diye bilinen oğlu Cafer gelir. Ondan sonra Kazım diye bilinen oğlu Musa gelir. 

Ondan sonra Rıza diye bilinen oğlu Ali gelir. Ondan sonra Taki ve Zeki diye bilinen oğlu Muhammed gelir. Ondan sonra Naki ve Hadi diye bilinen oğlu Ali gelir. Ondan sonra Askeri diye bilinen oğlu Hasan gelir. Ondan sonra Mehdi, Kâim ve Hüccet diye bilinen oğlu Muhammed gelir. O gaybete çekilir, sonra zuhur ederek yeryüzü zulümle dolduktan sora onu adaletle doldurur.

Gaybetinde sabredenlere ne mutlu. Onların muhabbeti üzere duranlara ne mutlu. Allah-u Teala onları kitabında şöyle nitelendirmiştir:

“Bu, gaybet iman eden muttakiler için bir hidayettir.”

Daha sonra da Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

“Hizbullah işte bunlardır. Bilin ki galip gelecek olanlar Hizbullahtır.”

3- Ebu’l- Mueyyid Muvaffak bin Ahmed Harezmi Menakıp’ta kendi senetiyle Ebu Süleyman Rai’den Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Allah-u Teala mirac gecesi bana şöyle vahiy etti: “Ey Muhammed, yeryüzüne baktım. İnsanlar arasından seni seçtim, kendi adlarımdan birini sana ayırdım. Benim anıldığım her yerde sen de anılırsın.

Ben Mahmud’um, sen ise Muhammed, senden sonra da insanlar arasında Ali’yi seçtim. Ona da kendi adlarımdan birini ayırdım. Ben A’la’yım, O da Ali.

Ey Muhammed, sen, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in soyundan gelen İmamları kendi ruhumdan yarattım. Sizin velayetinizi göklere ve yeryüzüne takdim ettim. Kim kabul ederse mümindir. Her kim de inkar ederse kafirdir. Ey Muhammed, onları görmek istiyor musun?” Ben; “Evet” deyince de şöyle hitap etti: “O halde arşın sağına bak.”

Arşın sağına bakınca da Ali, Hasan, Hüseyin, Ali bin Hüseyin, Muhammed bin Ali, Cafer bin Muhammed, Musa bin Cafer, Ali bin Musa, Muhammed bin Ali, Ali bin Muhammed, Hasan bin Ali, Muhammed Mehdi bin Hasan’ı gördüm.

Mehdi onlar arasında parlayan bir inci gibi duruyordu. O zaman şöyle bir İlahi hitap geldi: “Ey Muhammed, bunlar benim insanlara hüccetlerimdir ve bunlar senin vasilerindir.”

Zan edersem İmamların isimlerinin Peygamber (s.a.a)’den rivayet edilmediğini söyleyenlere karşı bu üç rivayet örnek olarak yeterlidir. Bunlar bizim iddiamızı ispat etmektedir.

Bundan daha fazlasını isteyenler, Harezmi’nin Menakıb, Süleyman Belhi’nin Yenabi’ul-Mevedde, Himvini’nin, Feraid’us- Simtayn, İbn-i Meğazili’nin Menakıb, Mir Seyyid Ali Hemedani’nin Meveddet’ul- Kurba, Maliki’nin Fusul’ul- Muhimme, Muhammed bin Talha’nın Metalib’us- Süul, Sibt bin Cevzi’nin Tezkire ve Ehl-i Sünnet’in diğer kitaplarına müracaat etmelidirler.

Şia’da rivayet edilen sayısız rivayetlerin yanı sıra, bizzat Ehl-i Sünnet’ten de bu konuda nakledilen yüzden fazla rivayet vardır.

Mir Seyyid Ali Hemedani, Meveddet’ul- Kurba’nın 12. Meveddet’inde Ömer bin Kays’ın şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Biz de Abdullah bin Mes’ud ile oturmuştuk. Bedevi birisi gelerek, “Hanginiz Abdullah’sınız?” diye sordu. Abdullah; “Benim” dedi. Bedevi; “Peygamber (s.a.a) kendinden sonraki halifelerini size haber verdi mi?” diye sordu. Abdullah şöyle dedi: “Evet Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:

“Benden sonraki halifeler İsrail oğullarının on iki önderi sayısıncadırlar.”

Abdulmelik’in rivayetinde de şöyle yer almıştır: “Hepsi de Haşim oğullarındandır.” Yani benden sonraki on iki halifenin hepsi de Haşim oğullarındandır.

Bu zikrettiğim kitapların yanı sıra diğer Ehl-i Sünnet alimleri de kendi kitaplarında yeri geldiğinde bu konuyla ilgili bablarda birçok rivayet nakletmişlerdir. Hace Kelan Süleyman Belhi, Yenabi’ul- Mevedde’nin 77. babını bu konuya tahsis etmiştir. 

Bu babda, Şeyheyn, Tirmizi, Ebu Davud, Müslim, Seyyid Ali Hemedani, Şa’bi ve diğerlerinden birçok rivayetler nakledilmiştir.

Bu cümleden şöyle diyor: “Yahya bin Hasan Umde adlı kitabında 20 yoldan şöyle rivayet etmiştir: “Peygamber (s.a.a)’den sonraki halifeler on iki kişidir hepsi de Kureyştendir.”

Buhari üç yolla, Müslim dokuz yolla, Ebi Davud üç yolla, Tirmizi bir yolla ve Hamidi üç yolla Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

“Benden sonraki halifeler ve İmamlar on iki kişidir; hepsi de Kureyş’tendir.”