Kendilerine buyruk yürütmeye memûr olduğum topluma cefâ etmek için yardım mı isteyeyim, bunu mu emrediyorsunuz bana? Andosun Allah'a dünya, masallara dalıp hikâyeler söyledikçe, yıldız,
gökte yıldızı izledikçe bu işe yaklaşmam bile. Bu mal benim olsaydı, gene de halka eşit olarak pay ederdim ; oysa ki, Allah'ın malı.
(Sonra buyurdular ki:) Şunu bilin ki malı, hakkı olmayana vermek israfta haddi aşmaktır.[23] Bu da sâhibini dünyada yüceltir, fakat âhirette alçaltır; halk arasında onu yüksek bir mevkie
çıkarır; fakat Allah katında hor-hakir eder. Hiçbir kişi yoktur ki malını, hak etmeyen adama, lâyık olmayan kişiye versin de Allah, o mal sâhibine, o malı veren kişiye karşı şükran duygusunu
harâm etmesin; o mala Sâhip olanlar, sevgilerini, ondan başkasına vermesinler, ondan başkasını sevmesinler.
* * *
232:Hilâfetlerinin ilk günlerinde Abdullah b. Zem'a[24] gelmiş, mal istemişti; Hazret buyurdular ki:
Bu mal, ne senin, ne benim; Müslümanlar için ganimetlerden saklanmış bir mal. Onlar kılıçlarıyla bunu elde ettiler. Savaşta onlarla bulundun, onlarla beraber savaştıysan, onların payı kadar
senin de payın var bu malda; yok, eğer onlarla beraber savaşmadıysan, onların, elleriyle derip devşir-dikleri şey başkalarının ağızlarına nasip olmaz.