Hz.Peygamber'i (s.a.a) Öven, Araplara Öğüt Veren, Savaşları Anlatan Hutbeleri

İnsanı Hak'tan uzaklaştıran, itâatten men eden şeytana karşı Allah'tan yardım dilerim; onun iplerine yapışmaktan, aldatmalarına uymaktan Allah'a sığınırım ve şehâdet ederim ki Muhammed, kuludur onun, Rasûlüdür; seçtiği, lütfuna mazhar ettiği zattır. Onun üstünlüğüyle hiçbir kimse eşit olamaz; onun yokluğunu hiçbir şey gideremez. Kapkaranlık sapıklıktan sonra şehirleri onunla ışıttı; her şeyi kavrayan bilgisizliği onunla giderdi; merhametsizce cefâ ve cevri onunla yok etti.
O çağlarda halk, harâmı helâl saymadaydı; hikmet sâhibini alçaltmadaydı; Peygamberlerin gönderilmediği çağda yaşamadaydı; küfür üzere ölmedeydi.
Sonra ey Arap toplumu, size yaklaşmakta olan fitne oklarına amaçsınız; nimet aklınızı almış; fakat nimet sarhoşluklarından sakının. Çetin belâlar geliyor, çekinin; toz duman olmuş, esip gelen belâlara karşı durun; fitne yolunun belirmez kıvraklarından, dönemeçlerinden ürkün. Sakının bu fitnenin zamâne rahminden doğuşundan, gizliyken meydana gelişinden, milinin doğru duruşundan, değirmenin dönüşünden. Gizli yollardan gelip çatar; apaçık kötülüklerle meydana çıkar. Gençliği bir delikanlının gençliğine benzer; izleri taş izini okşar. Zâlimler, ahitlerle, vasiyetlerle onu birbirlerinden miras olarak alırlar; ilk gelenleri, son gelenleri çekip yederler; son gelenleri ilk gelenlerine uyarlar. Aşağılık dünyayı elde etmek için savaşırlar; kokmuş leşe saldırıp dalaşırlar. Az zamanda buyruğa uyan, buyruğuna uyduğundan ayrılır, ona düşman olur; hükmeden, hükmettiğine düşman kesilir. Birbirlerine buğzederek birbirinden ayrılırlar; buluştular mı da birbirlerine lânet ederler.
Bundan sonra bir zaman gelir ki daha da çetin, daha da kırıp geçirici bir fitnedir, gelip çatar. Gönüller doğruluktan sapar; halk esenlikten sonra yol azıtır. O fitne saldırınca dilekler darmadağın olur; o fitnenin eserleri bir bir geldikçe reyler zanlarla karışır. Kim bu fitneye çatar da bunu gidermek dilerse onu paramparça eder, yok eder; kim ona uyar da içine dalarsa onu vurur, kırar. O fitnede insanlar, birbirlerini yaban eşekleri gibi ısırırlar, yaralarlar. Din işinin düzeni bozulur; işin yüzü örtülür. Hikmet, o fitne çağında aşağılaşır; karanlık söze gelir. Çöl ehlini demir gemiyle kırar döker, azgın merkepler gibi ayağının altına alır, çiğner ezer. Kopardığı toz toprak içinde yalnız gidenler yiter; atlılar helâk olup gider. Kazânın acılığı gelir çatar; tâze, hâlis kanlar coşup kaynar; din yolunun alâmetlerini söküp atar; yakin bağı çözülür. Aklı başında olanlar, korkarlar ondan; kısa düşünenler, ona sarılıp tedbîre girişirler. O fitnenin şimşeği yıldırımı çoktur; diz boyu çıkar, meydanı tutar. O fitnede yakınlıklar kopar; o fitneyle İslâm'dan çıkanlar çıkar. O fitneden kaçınan hastalanır; o fitneden kaçmak isteyen kaçınamaz olur.
(Bu hutbeden:)
İnsanlar, o fitnede öldürülürler, kanlarına bulanıp yerlere serilirler; yahut da korkarlar, meded umarlar. Yeminlerle aldatılırlar; onları îmân ehli sanıp kanarlar, kandırılırlar.
Fitnelerin bayrakları, bidatlerin alâmetleri olmayın, toplumun bağlandığı bağa sarılın; itâat direklerinin dikildiği yerlere yönelin. Allah'a mazlûm olarak varmaya çalışın; zâlim olarak ulaşmaya kalkışmayın. Şeytanın yollarından çekinin; düşmanlık yerlerinden kaçının; karınlarınıza haram lokmalar sokmayın. Çünkü sizi, size isyanı, suçu hâram eden, itâat yolunu kolaylaştıran mutlaka görür.