ESİRLERİN ŞAM'A HAREKETİ

Yezit, İbn-i Ziyad'ın mektubunu okuduktan sonra cevap olarak şunu yazdı: "Hüseyin'in ve onunla öldürülen dostlarının başlarını ailesiyle birlikte Şam'a gönder." İbn-i Ziyad Mahfer b. Salebe-i Anidi'yi çağırdı,

o mukaddes başları ve Resulullah'ın esir edilen ailesini ona teslim etti. Mahfer esirleri, küffar esirleri gibi yüzü açık olarak Şam'a doğru hareket ettirdi. 

İbn-i Lahia ve diğerlerinin nakletmiş olduğu rivayetin bir bölümünü buraya aktarıyoruz. İbn-i Lahia şöyle diyor: "Allah'ın evini tavaf ediyordum. Bu esnada birinin "Allah'ım, beni bağışla. Gerçi bağışlayacağını sanmıyorum" dediğini duyunca yaklaşıp "Ey Allah'ın kulu, Allah'tan kork ve böyle deme.

Çünkü yağmur taneleri ve ağaçların yaprakları olarak günah işlemiş olsan dahi Allah'tan mağfiret dilediğinde Allah bağışlar, O bağışlayan ve mihribandır" dedim.

"Gel de olayı anlatayım" dedi. Yanına gittim. Şöyle başladı: Biz elli kişiydik ve Hüseyin'in başını Şam'a götürüyorduk. Akşam olduğunda Hüseyin'in başını bir sandığa

koyup, onun etrafında oturuyor ve içki içiyorduk. Bir akşam dostlarım sarhoş olana kadar içtiler, fakat ben onlarla içmedim. Gecenin karanlığı her yere çökünce gök gürledi, bir yıldırım çaktı ve gökyüzünün kapıları açıldı.

Adem, Nuh, İbrahim, İsmail, İshak ve Hatem'ül Enbiya (sallallahu aleyhim ecmain) gökyüzünden yere indiler. Cebrail ve bir grup melek de yanlarındaydı.

Cebrail sandığın kapağını açıp Hüseyin'in başını çıkardı, bağrına bastı ve öptü. Gelen peygamberler de aynısını yaptılar. İslam Peygamberi Hüseyin'e çok ağladı. Enbiya onu teselli ettiler ve Cebrail dedi: 

'Ya Muhammed, ümmetin hakkında vereceğin her emre itaat ve icra etmekle görevlendirildim. İstiyorsan Lut kavmine yaptığım gibi yeri sarsıp altüst edeyim.' Resulullah (s) buyurdu:

"Hayır, kıyamet günü Allah'ın nezdinde onlarla bir hesabım var benim." Bir grup melek bizi öldürmek için yaklaştılar. Ben de "Eleman, el-eman ya Resulullah!" dedim. Peygamber: 'Git, Allah bağışlamasın seni' buyurdu.

" (Şeyh'ul Muhaddisin-i Bağdad) Muhammed b. Neccar "Tezyil" kitabında Ali b. Nasr Şebuki'nin ahvalinde önceki rivayetin yanısıra şunu da nakletmiştir: "Hüseyin b. Ali (a) öldürüldükten sonra kesilen başı Şam'a götürülürken yol arasındaki konakların birinde oturdular ve içki içmeye başladılar. Hüseyin'in (a) başını da elden ele

dolaştırıyorladı. Birden bir el çıkıp demir kalemle duvara şunları yazdı: "Hüseyin'i öldürenler kıyamet günü onun ceddinin şefaatine nâil olmayı nasıl umarlar?" Oradakiler bu ilginç olayı görünce Hüseyin'in başını bırakıp kaçtılar." 

Hz. alİ (a.s)'dAn Hİkmet, zühT, güzel ahlak ve takva hakkında nakledİlen hadİsler

Resulullah Salla’llâhu alayhi ve alih'in Vasisi Emir-ul Müminin Hz.Ali el- Murtaza (a.s)'dan tevhit takva, hikmet, zühd ve benzeri konularla ilgili çok sayıda hadis nakledilmiştir. Bu yüzden biz onların hepsini burada zikredemeyeceğiz. Çünkü sadece tevhitle ilgili sözlerini nakledecek olsak bile bu kitapta var olan tüm hadisler kadar olur.

Tevhitle ilgili olarak, sadece bir hutbesini bu bölümün başında nakletmekle yetineceğiz; daha sonra, bu kitabın hacmine uygun olan ve herkesin üstünlüğünde birleştiği ilgi çekici sözlerini nakledeceğiz. Bu kadarı yeterli olur inşaallah teâla