HİKMETLİ SÖZLERİ

Ey insanlar! Kim Allah'a karşı ihlaslı olur ve O'nun sözünü kıla­vuz edinirse, en doğru olana hidayet olur. Allah onu olgunluk yolunda muvaffak kılar ve en güzel akıbete yönlendirir. Allah'a sığınan kimse, emniyette yaşar ve mahfuz kalır; Allah'ın düşmanı ise yardımcısız kalır ve daima korku içerisinde olur.

Çok zikir et­mekle kendinizi Allah'ın azabından koruyun, takva yolunu tutarak Allah'tan korkun ve itaatle O’na yaklaşın. Zira O pek yakın ve duayı kabul edendir. Allah-u Teâla buyuruyor ki: "Kullarım senden beni sorarlarsa (bilsinler ki) ben, şüphesiz (onlara) pek yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim.

Artık onlar da davetimi kabul edip bana inansınlar ki doğru yolda yürüyenler olsunlar."[1] Öyleyse Allah'ın çağrısına icabet ederek O'na iman edin. Gerçekten Allah'ın yüceliğini bilenin, büyüklük taslamaması (böbürlenmemesi) gerekir.

Çünkü O'nun yüceliğini bilenlerin yüceliği, O'na karşı tevazu etmelerin­dedir. Allah'ın celalini idrak edenlerin izzeti ise, O'na karşı alçalmala-rındadır. O'nun kudretini bilenlerin (rahatı ve) selameti ise; O'na teslim olup kendilerini inkâr etmemeleri ve hidayeti bulduktan sonra sapmamalarındadır.

Kesin olarak bilin ki, hidayetin ne olduğunu anlamadıkça takvaya ulaşamazsınız. Kur'an'a sırt çevirenleri tanımadıkça onun ahdine sarılamazsınız. Kitabı tahrif[2] edenleri tanımadıkça da hak-kıyla onu okuyamazsınız.

Bunları tanıdığınızda ancak, bid’at ve tekellüflere (din adına çıkarılan yersiz çetinliklere) vakıf olursunuz; Allah'a isnat edilen iftiraları ve (O'nun kitabında yapılan) tahrifleri görürsünüz; helak olanların da nasıl helakete düştüğünü bilirsiniz. Bilgisizler sizi cehalet uçurumuna düşürmesinler!

Bunu, (Kur'ân'ın ilmini, hak ve batılın teşhisini) ehlinden isteyin. Çünkü sadece onlar, aydınlatıcı nurlar ve uyulmaya lâyık olan önder­lerdir. İlim onlarla yaşar ve hayat kazanır. Cehalet de onların vasıtasıyla yok olup ortadan kalkar.

Bunların hilimleri başkalarının cehaletinden,[3] hikmetli sözleri susmalarının değerinden, zâhirleri batınlarından haber verir size. Onlar hakka muhalefet etmez ve onda ihtilafa da düşmezler.

Allah tarafından onlar hakkında, (geçmiş pey­gam­berler hakkında cari olduğu gibi) bir sünnet uygu-lanmış ve bir hüküm geçmiştir. (Yani onların geleceği bir ilahî sünnet ve hüküm olarak önceki peygamberlere bildirilmiştir.)

Bunda, öğüt alanlar için bir hatırlatma vardır. Bu sözleri duyarken onu anlamak ve riayet etmek için kavrayın; nakil ve rivayet etmek için ezberlemeyin. Çünkü kitabı rivayet edenler çoktur; fakat ona riayet edenler azdır. Yardım dilenilecek yalnız Allah'tır.

[1]- Bakara/186.

[2]- Bu hadiste geçen tahriften maksat, Kur’an’ın tefsir ve açıklamasında vuku bulan yanlış açıklama ve tevillerdir. Nitekim bir hadiste şöyle denilmiştir: “Onlar (Ümeyye oğulları vb.) Kur’an’ın harflerini (yazılış ve okunuşunu) korudular, ama hükümlerini tahrif ettiler.” Bu tür hadislerde Kur’an’ın lafzına ait bir tahrif kasdedilmemiştir.

[3]- Bu cümlenin aslında "hilimleri ilimlerinden ve susmaları hikmetli sözle-rinden haber verir" şeklinde olması muhtemeldir. Hadisin akışı bunu icab ediyor.