Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 2

Beni Verdiğin Rızka Kani Eyle

14- “Allah’ım! Beni verdiğin rızka kani eyle, ayıplarımı ört, yaşattığın sürece bana afiyet ver, bağışla beni. Canımı aldığında acı bana, bana rahmeyle. Allah’ım! Bana mukadder kılmadığın şeyi elde etmek için beni yorma (uğraştırma beni); bana mukadder kıldığın şeye ulaşılmasını da kolaylaştır.

Allah’ım! Benim için ana-babamı ve üzerimde hakkı olan herkesi en iyi mükafatınla mükafatlandır. Allah’ım, bütün vakit ve çabamı yarattığın gaye doğrultusunda sarf etmemi sağla, bana vereceğini üstlendiğin şeyi elde etmek için çaba sarf etmekle meşgul etme beni, mağfiret diliyorum senden, (öyleyse) beni cezalandırma, ben senden istiyorum, (öyleyse) beni mahrum bırakma.

Allah"ım! Nefsimi bana küçük göster, kendi makamını benim nazarımda büyüt; itaatini, senin rızanı kazandıracak şeyleri yapmayı ve seni gazaplandıracak şeylerden uzak durmayı ilham eyle bana; ey merhametlilerin en merhametlisi!.”(14)

Neden Üzgünsün?!

15- İmam Ali (a.s) evlendiği gece Hz. Fatıma (a.s)’ı üzgün görünce ona; “Neden üzgünsün?” dedi. Hz. Fatıma (a.s) şöyle cevap verdi: “Ömrümün tükendiği ve kabir evine konulacağım zamanı hatırladım. Babamın evinden bu eve göçmem, buradan kabir evine göçeceğimi hatırlattı bana. Allah aşkına gel de bu gece birlikte Allah’a ibadet edelim...”(15)

 

Rabbimden Utandım!

16- Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma’nın iki gün bir şey bulamayıp aç kaldığını öğrenince üzülerek; “Neden bu durumu bana bildirmedin?” dediğinde, Hz. Fatıma (a.s) şöyle dediler: “Ya Ebe’l Hasan! Gücünün dışında olan bir şeyi senden isteyerek seni zorluğa düşürebilirim diye Rabbimden utandım." (16)

Ev Senin Evindir!

17- Ebu Bekir ve Ömer Hz. Fatıma"nın ziyaretine gelince, İmam Ali (a.s) Hz. Fatıma’ya: “Ebu Bekir ve Ömer kapının arkasında seninle görüşmek için izin bekliyorlar ne dersin?” deyince Hz. Fatıma şöyle dediler: “Ya Ali! Ev senin evin, ben de senin eşinim ne dilersen onu yap....”(17)

Düşündüğün Gibi Değildir!

18- Hz. Fatıma (a.s), kendilerinin takipçilerinden olup olmadığını bilmek isteyen birisine şöyle buyurdu:“Eğer emrettiğimiz şeyi yerine getiriyor ve sakındırdığımız şeyden de sakınıyorsan, sen bizim takipçilerimizdensin, aksi takdirde değilsin.” Bunu duyan adam aldığı cevaptan rahatsız olunca Hz. Fatıma şöyle buyurdular:

“Durum düşündüğün gibi değildir. Takipçilerimiz cennet ehlinin en iyilerindendirler. Bizi seven, dostlarımızı dost edinen ve düşmanlarımızı kendine düşman bilen herkes cennet ehlidir. Ama sadece kalbi ve diliyle biz Ehl-i Beyt’e teslim olup emir ve nehiylerimize muhalefet eden kimseler gerçek takipçilerimizden olmazlar. Elbette bununla birlikte bunlar da bela ve musibetlere duçar olmak veya herkesin toplanacağı kıyamet arasatının (mahşer meydanının) çeşitli zorluklarına katlanmak veya cehennemin üst tabakasının azabını tatmak vasıtasıyla günahlardan temizlendikten sonra cennet ehli olacaklardır. Onları, bize karşı duydukları  sevgilerinden dolayı bulundukları yerden kurtarıp kendi yanımıza götüreceğiz."(18)

Allah Aşkına Söyleyin!

19- Hz. Fatıma (a.s) birinci ve ikinci halifeye hitaben şöyle buyurdular: “Acaba Resulullah (s.a.a)’den size bir hadis nakledersem onu doğrular mısınız?” Evet dediklerinde şöyle buyurdular: “Allah aşkına söyleyin, acaba Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duymamış mısınız?: "Fatıma’nın hoşnutluğu benim hoşnutluğumdur, Fatıma’nın öfkesi benim öfkemdir; öyleyse kim kızım Fatıma’yı severse beni sevmiştir, kim Fatıma’yı öfkelendirirse beni öfkelendirmiştir." Onlar: "Evet bu hadisi Resulullah’tan duymuşuz" dediler. Bunun üzerine buyurdular ki: "Ben Allah’ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki, sizin ikiniz beni öfkelendirdiniz, beni hoşnut etmediniz, Peygamberi mülakat ettiğimde mutlaka ikinizi ona şikayet edeceğim."(19)

Dört Şeyi Yapmadıkça Uyuma!

20- Bir gün Resulullah (s.a.a), uyumak için yatağı sermiş olduğum halde yanıma geldi ve şöyle buyurdu: “Ey Fatıma, şu dört şeyi yapmadıkça uyuma: Kur’an’ı hatmetmek, Peygamberleri şefaatçi kılmak, müminleri razı etmek, Hac ve Umre yapmak.” Resulullah (s.a.a) bunları buyurup namaza koyuldu, namazını bitirinceye kadar sabrettim. "Ya Resulallah! Dört şey yapmayı bana emrettin, oysa onları şu halde yapmaya kadir değilim" dedim. Resulullah (s.a.a) gülümseyerek şöyle buyurdular: “Kulhuvellah (İhlas) suresini üç defe okuduğunda Kur’an’ı hatmetmiş gibi olursun; bana ve benden önceki Peygamberlere salavat getirdiğinde kıyamet günü senin şefaatçin oluruz; müminlere mağfiret dilediğinde hepsi senden razı olur; “subhanallah velhamdu lillah ve la ilahe illâllah vallahu ekber” dediğinde ise Hac ve Umre yapmış (gibi) olursun.”(20)

Yazıklar Olsun!

 


 

(14) - A’yan’uş- Şia, c.1,s.323.

 

(15) - İhkak’ul- Hak, c.4,s.481. Ğayet’ul- Meram fi Rical’il- Buhari, s.295. Nehc’ul- Hayat, s.35.

 

(16) - Fezail’ul- Hamse, c.2,s.147. Nehc’ul Hayat, s.!9.

 

(17) - Bihar-ül Envar, c.28,s.303, c, 43, s. 198, 203. Sahih-i Muslim, c.2,s.72. Nehc’ul- Hayat, s.22.

 

(18) - Tefsir’ul- Burhan, c.4,s.21. Avalim, c.11,s.620. Leali’l- Ahbar, c.5,s.156. Nehc’ul- Hayat, s.26.

 

(19) Bihar-ül Envar c. 28, s. 303, c. 43, s. 198, 203, El-İmamet-u ve’s- Siyase, c.1,s.14.

 

(20) -  Fatımat’uz- Zehra Behcet-u Kalb’il- Mustafa, c.1,s.304.