Sizin; “Alimlerinizin bu fetvası yüzünden ezanda da Peygamber’in adının hemen ardından Ali’nin adı zikredilmektedir.” sözünüze gelince; kesinlikle kasıtlı olarak yanlışlık
yapıyorsunuz.
Hz. Ali (a.s)’ın adının ezan ve ikamenin bir parçası olduğuna dair, örnek için müçtehitlerimizin bir fetvasını gösterseydiniz çok iyi olurdu. Halbuki bütün Şia alimleri kendi istidlal ve
ilmihal kitaplarında Hz. Ali (a.s)’ın velayet şahadetinin ezanın bir cüz’ü olmadığını beyan etmişlerdir.
Ezan ve ikamede, Hz. Ali’nin adının onların bir cüz’ü olarak söylemek haramdır. Eğer niyet esnasında tümünü Hz. Ali (a.s)’ın adıyla birlikte kastederse hem haram işlemiş, hem de ameli
batıldır. Ama teberrük maksadıyla ve Peygamber (s.a.a)’in adından sonra bir cüz’ü olmadığı bilinciyle söylerse sakıncası yoktur, güzeldir de.
Zira Allah-u Teala da önceden zikrettiğim gibi Peygamber (s.a.a)’in adını andığı her yerde Ali (a.s)’ın adını da anmaktadır. Dolayısıyla siz beyler, boş yere ortalığı velveleye
veriyorsunuz.
Artık asıl konumuza dönelim. Siz beyler dikkatle bakacak olursanız açıkça görürsünüz ki sahabeden hiçbirisi soy ve ırk açısından Hz. Ali (a.s) ile aynı makamda değildir.