İmam Sadık (a.s)’ın Makamına İşaret

Davetçi: Hem tarihi gerçekler, hem de kitaplarınızdaki kayıtlar bunu göstermektedir. Büyük ve değerli alimleriniz kendi kitaplarında bunu itiraf etmişlerdir.

Bu konuda değerli alim Nuruddin bin Sabbağ-i Maliki’nin “Fusul’ul- Muhimme” kitabının İmam Sadık (a.s) faslına müracaat ediniz. İmam Sadık’ın ilim ve fazileti hakkında şöyle diyor:

“İmam Sadık (a.s) ilim ve fazilette seçkin ve üstün birisi idi; ilim öğrenmek peşinde olan kimseler dört taraftan kendisine akın ediyorlardı.

İmam’ın şöhreti bütün bölgelere yayılmıştı, alimler Ehl-i Beyt’in hiçbirinden, ondan naklettikleri kadar hadis rivayet etmemişlerdir. Ümmetin büyük alimlerinden Yahya bin Said, İbn-i Cüreyh, Malik bin Enes, Sufyan-ı Sevri, Ebu Uyeyne, Ebu Eyyub Secistani, Ebu Hanife, Şu’be ve daha bir çoğu İmam Sadık’tan rivayet etmişlerdir.”

Kemaluddin bin Ebi Talha, Menakıb’ında şöyle diyor: “Birçok din imamları ve büyük alimler İmam Sadık’tan hadis rivayet edip onun ilim ve bilgisinden istifade etmişlerdir.” Daha sonra da “Fusul’ul- Muhimme” yazarının saydığı isimleri sıralamıştır.

İmam’ın zahiri ve batıni kemal ve faziletleri, dost ve düşman herkesin kabul gördüğü bir şeydi. Bunu insaf ehli büyük alimleriniz de kitaplarında kaydetmişlerdir. Örneğin; Şehristani “Milel ve Nihel” kitabında, Maliki de Fusul’ul- Muhimme’de... Özellikle Şeyh Abdurrahman Silmi Tabakat’ul- Meşayih’te şöyle diyor:

“İmam Cafer-i Sadık, bütün emsallerinden üstündü; İmam dinde garizi bir ilme sahipti, dünyaya karşı zahit, şehvetlerden uzak ve hikmetlerde kamil bir kültüre sahipti.”

Muhammed bin Talha eş-Şafii Metalib’us- Seul’un 6. babının başında, bu mananı bütününü rivayet ederek şöyle diyor:

“İmam Sadık Ehl-i Beyt’in büyüklerinden ve sayılanlarından idi. Bütün ilimlerin ve ibadetlerin ehliydi, sürekli zikrediyor, apaçık züht içinde yaşıyordu. Kur’ân okumaya büyük iştiyak duyuyor, Kur’ân denizinden inciler çıkarıyor, ilginç sonuçlar alıyordu.

Vaktini her türlü itaate ayırmıştı, nefsini hesaba çekiyor, sürekli ahireti anıyordu. O’nun sözlerini dinlemek insanı dünyada zahid kılıyor, hidayetine uymak insana cenneti kazandırıyordu. 

Yanaklarındaki nur onun nübüvvet hanedanından olduğuna şehadet ediyordu. Amellerinin temizliği O’nun risalet soyundan olduğunu gösteriyordu.

Birçok imamlar ve büyük şahsiyetler ilminden istifade etmiş ve kendisinden hadis rivayet etmişlerdir. Yahya bin Said’il- Ensari, İbn-i Cüreyh, Malik bin Enes, Sevri, İbn-i Uyeyne, Şu’be, Eyyub-i Secistani vb. O’ndan ilim aldıkları için övünüyor ve çağdaşlarına O’ndan aldıkları ilim ve hadisler sebebiyle üstünlük taslıyorlardı.”

Eğer alimlerinizin İmam Sadık (a.s) hakkındaki görüş ve inançlarını rivayet edecek olursak, söz oldukça uzar. Özetle diyecek olursak, bütün insaflı alimleriniz, İmam’ın ilim, züht, takva ve güzel ahlakta zamanının en üstünü olduğunu itiraf etmişlerdir.

Elbette o imamet güneşini ve sahip olduğu yüce makamlarını bu nakıs dille ifade edebilmek mümkün değildir.

Nevvab: Kıble sahip (alicenap)! Sözünüzü kestiğim için özür dilerim; unutkan olduğumdan dolayı izin verirseniz bir şey sormak istiyorum.

Davetçi: Önemli değil, istediğiniz zaman soru sorunuz, ben asla sıkılmam.

Nevvab: Geçen gecelerde de beyan ettiğiniz gibi Şia mezhebi on iki İmam mezhebidir, o halde neden Caferi Mezhebi diyorlar?